Bain & Company Enerji bağımsızlığı yolunda Türkiye, yatırımcılara 500 milyar dolarlık fırsat sunuyor
Ekonomi
Bain & Company Enerji bağımsızlığı yolunda Türkiye, yatırımcılara 500 milyar dolarlık fırsat sunuyor
Küresel danışmanlık şirketi Bain & Company'nin Türkiye ofisi, Türkiye Enerji sektörü
analizini yayınladı. Bain & Company Türkiye'nin yayınlandığı analize göre,
2035 Enerji Planı ve 2053 Net Sıfır Stratejisi, Türkiye'nin enerji bağımsızlığı
yolunda yatırımcılara 500 milyar dolarlık fırsat sunuyor. Analizden çıkan sonuç
enerji arz güvenliği, verimlilik ve karbon nötrlüğü odaklı bu dönüşüm, Türkiye
için çevresel olduğu kadar ekonomik bir zorunluluk
Bain & Company Türkiye'nin yayımladığı kapsamlı enerji analizi, Türkiye'nin mevcut
enerji dengesine dair çarpıcı veriler sunarken, ülkenin enerji dönüşüm sürecinde
izlemesi gereken stratejik yol haritasını da ortaya koyuyor.
Analize göre, Türkiye artan enerji talebi ve yüksek dışa bağımlılık nedeniyle enerji
dönüşümünü yalnızca çevresel değil, ekonomik bir zorunluluk olarak ele almalı.
2023 itibarıyla, ülkenin birincil enerji arzının yaklaşık %75'i ithal ediliyor
ve bu durum yılda yaklaşık 50 milyar dolarlık dış ticaret açığına yol açıyor.
Bu tablo, enerji dönüşümünün Türkiye'nin ekonomik kalkınması için kilit bir
unsur olduğunu açıkça gösteriyor.
Sanayi, ulaşım ve konut gibi enerji tüketimi yoğun sektörlerdeki dönüşüm, yalnızca
karbon emisyonlarını azaltmayı değil, aynı zamanda enerji ithalatına olan bağımlılığı
da düşürmeyi amaçlıyor. Toplam enerji tüketiminin ve karbon emisyonlarının
en büyük alanlardan biri olan sanayi sektörü öne çıkarken, bazı sektörler
ise enerji yoğunluğu ve kaynak dağılımı açısından önemli farklılıklar gösteriyor.
Örneğin, demir-çelik sektöründeki enerji kullanımının %52'si kömüre dayanırken,
çimento sektöründe petrol türevleri kullanımı öne çıkıyor. Bu durum, tüm sektörlere
aynı yaklaşımı uygulamak yerine, dönüşümün tek tip olarak değil de sektörel
bazda özelleştirilmiş stratejilerle yönetilmesini zorunlu kılıyor.
Bain'in analizine göre, Türkiye'nin 2050 projeksiyonlarında öne çıkan Yeşil Senaryo,
önemli değişimlere işaret ediyor. Bain & Company Türkiye Yönetici Ortağı
Onur Candar bu durumu şöyle özetliyor: Sanayide elektrikli ve alternatif enerji
kaynaklarına (hidrojen, biyokütle gibi) geçiş ivme kazanırken, ulaşımda ise
elektrikli araçlar, yeşil hidrojenle çalışan ağır taşıtlar ve biyoyakıtlar öne
çıkıyor. Elektrifikasyonun ve sürdürülebilir havacılık yakıtı gibi alternatif yakıtların
kullanımının hız kazanması yalnızca teknolojik bir değişim değil. Bu,
değişim Türkiye'nin sanayi ve ulaşım geleceğini yeniden tanımlıyor. Bu sektörlerde
elektriğin payının %50'ye ulaşması öngörülürken, altyapı öncelikleri de yeniden
şekilleniyor. Türkiye'nin enerji dönüşümünde kamu iradesi ve özel sermayenin
buluşması gereken bir noktadayız. Erken harekete geçenler pazara yön verecek.
2035 Enerji Politikası: Yatırım yol haritası şekilleniyor
Türkiye'nin 2035 enerji politikası, enerji güvenliği, bağımsızlık, verimlilik ve
karbon nötrlüğü olmak üzere dört temel hedef üzerine inşa ediliyor. Bu hedeflere
yönelik stratejiler, 2053'e kadar yaklaşık 500 milyar dolarlık yatırım ihtiyacını
ortaya koyuyor. Yatırımların sektörlere göre dağılımı ise şu şekilde öngörülüyor:
%30 konut dönüşümüne, %20 elektrik altyapısına, %15 sanayiye ve %10 ulaşıma.
Batarya depolama sistemleri, nükleer enerji kapasitesi, doğal gaz üretimi
ve atık ısı geri kazanımı gibi alanlardaki hedefle ise, dönüşümün yalnızca planlara
değil, uygulanabilir yatırım adımlarına dayandığını gösteriyor.
Teknoloji cephesinde ise küçük modüler reaktörler (SMR), karbon yakalama (CCUS)
ve yeşil hidrojen gibi alanlara yapılacak Ar-Ge yatırımları kritik rol oynuyor.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) 2050'ye Kadar Net Sıfır raporuna göre,
2050'ye kadar beklenen emisyon azaltımının önemli bir kısmı henüz prototip aşamasındaki
teknolojilerden gelecek. Türkiye'nin bu alanlarda erken konumlanması,
dönüşümü hızlandırmanın yanı sıra küresel ölçekte rekabet avantajı da sağlayacak.
Yatırımcılara stratejik uyarı: Tek tip çözüm yetersiz, sektörel yol haritası şart
Enerji dönüşümünün heterojen yapısı, demir-çelik, çimento ve kimya gibi sektörlerde
sektörel bazlı, özelleştirilmiş dönüşüm stratejilerinin gerekliliğini ortaya
koyuyor. Bain & Company Türkiye analizine göre, tek tip çözüm yaklaşımı yerine,
sektöre özel yol haritaları, teknolojik geçiş planları ve altyapı gerekliliklerinin
birlikte ele alınması, yatırımcılara uzun vadede avantaj sağlayacaktır.
Ulaşımda bataryalı elektrikli araç (BEV) dönüşümü hızla yaygınlaşırken, sanayide
elektrikli üretim sistemleri ve biyoyakıt uygulamaları pilot projelerle ilerliyor.
Konut ve hizmet sektörlerinde ise ısı pompası ve verimlilik önlemleri
standart hale geliyor. Bu yol haritaları, yatırımcılara yalnızca bugüne değil,
2030 ve sonrasına yönelik net bir vizyon sunuyor.
Beş tematik yatırım alanı yeni bir ekosistem oluşturuyor
Tüm bu gelişmeler ışığında, enerji dönüşümü yatırımcılar için artık yalnızca bir
sürdürülebilirlik vaadi değil, yüksek getirili, öngörülebilir ve stratejik bir
yatırım alanı haline gelmiş durumda. Ancak bu ekosistemin karmaşıklığı, sektör
seçimi, değer zinciri kırılımı, şirket bazlı strateji geliştirme ve organizasyonel
yapı yönetimi gibi konuların eş zamanlı olarak ele alınmasını zorunlu kılıyor.
Bain analizine göre, Türkiye'nin dönüşüm süreci yalnızca politika belgelerinde
değil, reel yatırım ortamında da karşılığını bulan, çok boyutlu ve sürdürülebilir
bir ilerlemeye işaret ediyor.
Bain'in analizine göre, Türkiye'de enerji dönüşümüne yönelik sermaye akışları beş
tematik alanda yoğunlaşıyor: üretim ve şebeke ekipmanı imalatı, yenilenebilir
enerji proje geliştirme ve konsolidasyonu, elektrik ve doğal gaz dağıtımında dönüşüm,
petrokimya ve batarya değer zinciri. Özellikle, kablo, inverter ve güneş
paneli gibi ekipmanların yerli üretimindeki artış, önemli ihracat fırsatları
da yaratıyor. Türkiye, otomotivdeki konumunu enerji depolama teknolojilerine de
taşımayı hedefliyor ve 2030'a kadar 5 GW üretim kapasitesine sahip entegre bir
batarya ekosistemi kurmayı planlıyor.
Bain & Company Türkiye Ortağı Volkan Kara, Türkiye'de enerji dönüşümünün, artık
politika, performans ve kârlılık ekseninde şekillenen dinamik ve verimli bir yatırım
alanına dönüştüğünü söylüyor. Ancak gerçek başarı için stratejik netliğin
şart olduğunu vurgulayan Kara, Dönüşümün başarılı olması için sektörün dinamiklerini
doğru okumak, değer zincirini iyi analiz etmek ve geleceğe dönük farklılaşan
yatırım tezleri oluşturmak gerekiyor. Türkiye, enerji dönüşümünde sadece
plan yapan değil, bunu hayata geçiren bir ülke olmalı dedi.
Türkiye enerji dönüşümünde yatırımcılar cazip fırsatlar sunuyor
Türkiye, enerji dönüşüm sürecinde yalnızca iddialı hedefler koymakla kalmıyor, bu
hedefleri gerçekleştirecek sermaye çekme, sağlam altyapı kurma ve teknolojik
yetkinlik geliştirme kapasitesine de sahip bir yatırım ortamı sunuyor. Bain & Company
Türkiye'ye göre, enerji dönüşümü yalnızca bir sürdürülebilirlik taahhüdü
değil - bugünün yatırımcıları için yüksek getirili ve dinamik bir yatırım alanı.
-iDeal Haber Merkezi-
- twitter.com/iDealDataHaber // www.idealdata.com.tr -
Daha iyi, hızlı ve güvenli bir kullanım sağlamak amacıyla web sitemizde tarayıcı çerezleri kullanıyoruz.
Detaylı bilgi için
Çerez Aydınlatma Metni 'ni inceleyebilirsiniz.