Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali, Türkiye'nin güçlü insan kaynağı,
teknolojik seviyesi, reel sektörün esnek üretim yapısı ve yenilenmiş lojistik
altyapısıyla önemli avantajlara sahip olduğunu belirtti.
Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) 37. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı,
İzmir'in Çeşme ilçesindeki bir otelde düzenlendi.
Toplantıya konuk olan Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Bali, 2000'li yılların
başından bu yana ekonomik gelişmelere değinerek, Türkiye'nin orta gelir
tuzağını aşması için teknoloji, inovasyon, hukuk ve eğitim alanlarında ilerlemeye
ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Türkiye'nin hedeflediği büyüme seviyelerini yakalaması için dört önemli avantajının
olduğunu belirten Adnan Bali, şöyle konuştu:
Ülke olarak başlıca dört avantajımız olduğunu düşünüyorum. Birincisi güçlü insan
kaynağımız.
İkincisi, finans sektörü başta olmak üzere teknolojide ulaştığımız mevcut seviye.
Üçüncüsü, reel sektörümüzün esnek üretim yapısı. Ülkemizin bulunduğu konumda kısa
terminlerle stok maliyetleri yaratmayacak teslim imkanlarına sahip, hızlı organize
olup verilen siparişleri hemen teslim edebilme düzenliliğini sağlayabilen
bir esnek üretim altyapısına sahip olması müthiş bir şey. Bunu jeopolitik konumumuzla
birlikte düşünmemiz lazım. Türkiye'nin etrafında 3-4 saatlik uçuş mesafesindeki
ülkeler grubuna baktığınızda 1,5 milyara yakın nüfus, 10 trilyon doların
üzerinde ithalat hacmi ve 30 trilyon doların üzerinde GSYİH görüyorsunuz. Bu,
pazarın en işlek yerinde dükkânınız olması anlamına geliyor. Doğal bir geçiş
yeri olarak bilginin, enerjinin, üretimin, finansın merkezi olabilirsiniz. Dördüncü
avantajımız ise yenilenmiş lojistik altyapımız. Yollarımızın hepsi yeni, limanlarımız
var, demiryollarıyla organize sanayi bölgelerini entegre etme projelerimiz
var. Bunlar Türkiye'nin çok önemli avantajları.
- Üretim ve istihdamla kalkınma hedefi
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu ise insanlığı tehdit eden iklim değişikliği
etkileri, küresel liderlik savaşları, teknoloji yarışı ve bölgesel savaşların
etkilerinin hissedildiği bu dönemde yeni bir dünya düzenine doğru gidildiğini
söyledi.
Bu tablo içinde ekonomiler, toplumlar ve kurumların, pusulalarını yeniden ayarlamaya
çalıştığını aktaran Zorlu, Türkiye'nin ise ekonomide temel ve yapısal sorunlarının
bulunduğuna işaret etti.
Pek çok sektörde yaşanan finansmana erişim sorunu ve yüksek maliyetlerin sistemsel
bir kırılganlık haline geldiğini belirten Zorlu, Makroekonomik istikrarın tesisi,
ekonomik tedbirlerin yanı sıra hukuk, öngörülebilirlik, şeffaflık ve güven
gibi temel ilkelere dayanmak zorunda. Bu yüzden bugün sadece ekonomik göstergeleri
değil yönümüzü belirleyecek değerleri de masaya koymalıyız. Küresel rekabet
ortamında pozisyon almak ve yarışa dahil olabilmek için milli gelir içindeki
sanayinin katkısını artırmamız, üretim ve istihdamla kalkınmamız gerekiyor. Tedarik
zincirlerinde yerimizi sağlamlaştırmak, yabancı yatırımcı çekebilmek için
teknolojiye dayalı yatırım yapmamız şart. Bunun da bir yolu finansmana erişimden
geçiyor. diye konuştu.
Zorlu, Gümrük Birliğinin asimetrik yapısı ve sınırlı kapsamı nedeniyle yeni düzende
Türkiye'nin rekabetçiliğini zorlar duruma geldiğini de belirterek acilen güncellenmesini
beklediklerini sözlerine ekledi.
- Enflasyonla mücadele ortak sorumluluğumuz
ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Akgerman ise ekonominin sadece rakamlarla
değil beklentilerle yönetildiğine işaret etti.
Beklentilerin temelinde ise güven olgusunun bulunduğunu dile getiren Akgerman, şöyle
konuştu:
Yatırımcının, sanayicinin, gencin, kadının, çiftçinin güvende hissettiği bir iklim
inşa etmeliyiz. Enflasyonla mücadele sadece ekonomi yönetiminin değil toplumun
tüm kesimlerinin, siyasetin ve reel sektörün ortak sorumluluğudur. Bugün küresel
sistem büyük bir türbülanstan geçiyor. Korumacı politikalar, yeni gümrük
duvarları, ticaret savaşları tüm hızıyla sahnede. Etrafımızda yaşanan trajediler,
özellikle Gazze'deki insanlık dramı bize barışın, uzlaşmanın ve temel hakların
ne kadar vazgeçilmez olduğunu her gün hatırlatıyor. Ülkemizde ise başlatılan
yeni çözüm ve diyalog süreci, hepimiz tarafından dikkatle ve sorumlulukla izleniyor.
Kalıcı barışın ve toplumsal huzurun tesisi, Türkiye'nin geleceği açısından
hayati bir önem taşıyor.
Toplantıda teknolojik gelişmelerin tetiklediği küresel değişimlere ilişkin değerlendirmelerde
bulunan Paris Bosphorus Enstitüsü Başkanı Dr. Bahadır Kaleağası ise
İzmir'in dünyanın geleceğini şekillendiren teknoloji ekosistemine bağlanması
için ortak bir vizyon ortaya koyması gerektiğine dikkat çekti.
-iDeal Haber Merkezi-
- twitter.com/iDealDataHaber // www.idealdata.com.tr -
Daha iyi, hızlı ve güvenli bir kullanım sağlamak amacıyla web sitemizde tarayıcı çerezleri kullanıyoruz.
Detaylı bilgi için
Çerez Aydınlatma Metni 'ni inceleyebilirsiniz.