Ekonomi

Basın Bülteni- Buğday Derneği İklim dostu tarım için dönüşüm başladı


İklime dayanıklı üretim desenleri, çiftçiden çiftçiye bilgi paylaşımı, bütüncül
planlamalar ve yerel düzeyde iş birlikleriyle iklim krizinin olumsuz etkilerini
azaltmak mümkün.

Bu dönüşümün ilk adımı, sahada çalışan çiftçilerin iklim dostu yöntem ve tekniklere
geçiş için bilgi ve deneyimle desteklenmesi.

İklim krizi tarımsal üretimi, su kaynaklarını ve gıda güvenliğini doğrudan tehdit
ediyor. Artan sıcaklıklar, azalan yağışlar, düzensiz mevsim geçişleri ve aşırı
hava olayları tarımsal üretimi her geçen gün daha fazla etkiliyor. Kuraklık,
sel, don ve dolu gibi olaylar üretim verimliliğini düşürüyor, bazı bölgelerde üretimi
tamamen imkânsız hale getiriyor.

Su kaynaklarının azalması, özellikle sulamaya dayalı üretim yapan çiftçileri zorlarken,
girdi maliyetlerinin yükselmesi, çiftçinin gelir-gider dengesini bozuyor.
Gıda üretiminde yaşanan zorluklar tüketicinin sofrasına yansıyor, gıdaya erişim
zorlaşıyor.

İklim krizine uyum sağlayacak yeni bir tarımsal üretim yaklaşımının benimsenmesi
artık bir zorunluluk. Doğal varlıkların korunması, toprağın sağlığını gözeten
yöntemlerin benimsenmesi, suyun etkin kullanımı ve yerel bilgilerin üretim pratikleriyle
buluşturulması, bu sürecin merkezinde yer almalı. Anormal hava olayları
ve kuraklıklar tarımın sadece üretim değil, ekosistemle uyumlu bir yaşam biçimi
olduğunu hatırlatıyor.

İklime dayanıklı üretim desenleri, çiftçiden çiftçiye bilgi paylaşımı, bütüncül
planlamalar ve yerel düzeyde iş birlikleriyle iklim krizinin olumsuz etkilerini
azaltmak mümkün. Bu dönüşümün ilk adımı, sahada çalışan çiftçilerin bilgi ve deneyimle
desteklenmesi.

Örnek çiftlikler dönüşümün yolunu açıyor
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği'nin İzmir-Köy Koop ve İtalya'da Deafal
ile birlikte yürüttüğü İklim Dostu Çiftlikler projesi kapsamında İzmir'de belirlenen
pilot çiftliklerde başlayan uygulamalar, iklim krizine karşı yerelde çözüm
üretmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Yerel kooperatiflerin sürece aktif katılımı,
üretici deneyimlerinin paylaşılması ve eğitim ve danışmanlık desteği ile
güçlenen bu uygulamalar, küçük ölçekli çiftçilerin iklim krizine karşı daha dirençli
hale gelmesinin önünü açıyor. Proje sayesinde çiftçiler, tarımsal üretimin
sadece ekonomik değil, ekolojik ve sosyal bir bütün olarak ele alınması gerektiğini
deneyimleyerek öğreniyor.

Uygulanan yöntemler, sadece kısa vadeli iyileştirmeler sağlamakla kalmayıp, uzun
vadeli sürdürülebilirliğe de hizmet ediyor. Proje ayrıca kırsal alanda bilgiye
erişimi artırarak, üreticilerin çevresel farkındalık ve iklim değişikliğine uyum
kapasitelerini güçlendirmeyi amaçlıyor.

Proje kapsamında seçilen örnek çiftliklerde sürdürülebilir bitki besleme, su yönetimi,
toprak sağlığı, ürün deseni değişikliği gibi pek çok alanda somut adımlar
atıldı. Karateke, Demircili, Bıçakçı ve Çamavlu köylerinde uygulanan yerel çözüm
odaklı yaklaşımlar, yalnızca bu çiftlikleri değil, bölgedeki diğer üreticileri
de dönüştürüyor.

Proje başlangıcında her pilot çiftlikte uzman ziyaretleriyle mevcut durum analizleri
yapıldı, her çiftliğe danışmanlık ziyaretleri gerçekleştirildi.

Tire, Karateke Köyü
Karateke'de yürütülen çalışmalar kapsamında Tire Karateke Köyü Sulama Kooperatifi
binasında üreticilerle birlikte kompost kurulumu gerçekleştirildi ve kompostun
bakımı ve verimli kullanımı konusunda bilgilendirme yapıldı. Kurulan kompost
sisteminin periyodik olarak takibi yapılarak işler durumda olduğu gözlemlendi.
En az 100 dekarlık bir alanda damla sulama ile birlikte kullanılması ve böylece
toprağın sürdürülebilir beslenmesi ve organik madde içeriğinin artırılmasını
hedefleyen bu uygulama, çiftçiler arasında toprak sağlığına dair farkındalık oluştururken,
bitki besleme konusundaki uygulamalarında da gözle görülür bir değişim
başlattı.

Ödemiş, Demircili Köyü
Su sorununun ön planda olduğu ve aynı zamanda hayvancılık yapıldığı için yem bitkisi
üretiminin de yoğun olduğu Demircili'de, aşırı su kullanımına neden olan slajlık
mısır yerine Sudan sorgumun yer aldığı bir ekim nöbeti oluşturuldu. Proje
öncesinde tarlayı senede üç kez süren üretici Mehmet Coşkun için toprağın olabildiğince
az işlendiği bir iklim dostu tarıma geçiş planı hazırlandı. Tüm bu
süreçler sonucunda Demircili'de düşük su tüketimli bitkilere yönelme ve ekim nöbeti
uygulamalarının benimsenmesi konusunda ortak bir yaklaşım geliştirildi.

Bergama, Çamavlu Merası
Çamavlu Merası'nda planlı otlatmayı esas alan Bütüncül Arazi ve Otlatma Planı oluşturuldu.
Meralar padoklara ayrıldı, otlatma ve dinlenme süreleri düzenlendi,
çalılaşmayı önleyecek ve bitki verimini artıracak yöntemler belirlendi.

Bergama, Göçbeyli
Domates üretimiyle birlikte küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıkla ilgilenen üretici
M. Ali Fenercioğlu ile birlikte toprak sağlığını iyi yönde etkileyecek yeşil gübreleme
ve ekim nöbeti üzerine çalışıldı. Yapay meraya dönüştürdüğü arazisi için
güz ekimi ve karışık ot ekimi yönünde tavsiyeler sunuldu.

Menemen, Emiralem
Ürün çeşitliliği ve ekim yoğunluğu fazla olduğu için ekim nöbeti ve gübreleme programı
hazırlandı. Çilek üretiminde sıkça karşılaşılan hastalık sorunları nedeniyle
ekim nöbetinin yalnızca verim değil, aynı zamanda zararlı ve hastalık baskısını
azaltacak şekilde planlanması gerektiği vurgulandı. Özellikle çilek sonrası
gelen ürünlerin seçimi, toprak yorgunluğunu azaltacak ve kök bölgesinde patojen
birikimini engelleyecek şekilde kurgulandı.

Ödemiş, Bıçakçı
Bıçakçı'da kestane üreticisi Muzaffer Konuk'un üretim alanında yapılan teknik değerlendirme
ile bitki atıklarının yerinde değerlendirilmesi ve toprağa kazandırılması,
toprak sağlığının artırılması konuları üreticilerle tartışıldı, hastalığa
dayanıklı türlerin kullanımı konusunda bilgilendirme yapıldı.
Proje sahalarında uygulanan tüm bu çalışmalar, iklim dostu üretim modelinin hem
mümkün hem de uygulanabilir olduğunu gösteriyor. Çiftçilerin yerel koşullara uygun
bilgi ve uygulamalarla desteklenmesi, bölgesel dönüşümün önünü açıyor.

İklim dostu tarıma geçişte yol haritası
İklim krizinin etkileri sadece seçilen pilot çiftliklerde değil, tüm bölgelerdeki
tarımsal üretimde köklü değişiklikleri zorunlu kılıyor. Aşırı sıcaklık artışı,
yağış rejimindeki belirsizlikler, kuraklık ve hastalık baskısı geleneksel üretim
modellerini sürdürülemez hale getirirken, ürün deseni ve tarımsal uygulamalarda
iklim dostu yaklaşımlara geçişi zorunlu kılıyor. Proje kapsamında İzmir'in
farklı bölgelerinde yapılan gözlemler ve üreticilerle yürütülen görüşmeler, bölgeye
özgü dayanıklı ürünlerin seçilmesinin, toprak ve suyun korunmasına yönelik
önlemlerin hayati önem taşıdığını ortaya koyuyor.

Proje kapsamında yürütülen analizler ve çiftçi deneyimleri özellikle domates, mısır,
pamuk gibi yüksek su tüketen ürünlerde ciddi verim ve gelir kayıpları yaşandığını
gösterdi. Bu nedenle üreticilerin daha az su tüketen, kuraklığa dayanıklı
ve ekosisteme katkı sağlayan türlere yönelmesi teşvik ediliyor. Nohut, fasulye,
mercimek gibi baklagiller ile adaçayı, kekik, lavanta gibi tıbbi-aromatik bitkiler,
hem biyolojik çeşitliliği destekliyor hem de toprak sağlığı açısından
avantaj sağlıyor. Bu ürünlerden bazıları aynı zamanda azot bağlayıcı özellikleri
sayesinde kimyasal gübre ihtiyacını azaltıyor ve maliyetleri düşürüyor.

Tarımın iklim krizine uyum sağlaması yalnızca ürün deseninin değişmesiyle sınırlı
değil. Proje kapsamında önerilen uygulamalar arasında münavebe sistemlerinin
yaygınlaştırılması, malçlama ve örtü bitkisi kullanımı, yoğun toprak işleme
uygulamalarının terk edilmesi, kompost ve yerel biyolojik materyallerin kullanımı
ile toprağın organik madde içeriğinin artırılması yer alıyor. Ayrıca, su tasarrufu
sağlayan damla sulama gibi verimli sulama sistemleri, erozyon riskini azaltacak
bitki örtüsü planlamaları ve çiftçilerin yerel iklim verilerine dayalı olarak
üretim yapmalarını sağlayacak danışmanlık ve bilgi sistemleri de dönüşümün
önemli parçaları arasında.

İzmir'de uygulanan bu iyi örnekler, yalnızca yerel çiftçiler için değil, Türkiye
genelinde iklime dayanıklı bir tarımın mümkün olduğunu gösteriyor. Tarımsal üretimin
sürdürülebilirliği için iklim krizine uyumlu üretim modelleri yaygınlaştırılmalı,
yerel bilgi ile bilimsel yaklaşımın buluştuğu agroekolojik uygulamalara
geçiş yapılmalı.

Proje kapsamında çiftçilere yönelik eğitim ve danışmanlık faaliyetlerinin yanı sıra
iklim dostu tarım uygulamalarını destekleyen İklim Dostu Çiftlikler ve Çiftçiler
için Agroekoloji Rehberi ve İklim Dostu Çiftliklerin Yaygınlaşması için
Sağlıklı Gıdaya Erişim Rehberi hazırlandı. Bölgedeki kısa gıda tedarik zincirlerini
güçlendirmeye yönelik faaliyetler de projenin temel unsurları arasında
yer aldı. Proje, yerel toplulukları, kooperatifleri ve üreticileri iklim krizine
karşı birlikte çözüm üretmeye davet ediyor.

Köy-Koop İzmir ile İtalya'dan Deafal ortaklığında yürütülen İklim Dostu Çiftlikler
projesi Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin mali desteğiyle, Çevre, Şehircilik
ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen İklim Değişikliğine
Uyum Hibe Programı kapsamında uygulandı.


-iDeal Haber Merkezi-
- twitter.com/iDealDataHaber // www.idealdata.com.tr -

Çerez Ayarları

Daha iyi, hızlı ve güvenli bir kullanım sağlamak amacıyla web sitemizde tarayıcı çerezleri kullanıyoruz. Detaylı bilgi için Çerez Aydınlatma Metni 'ni inceleyebilirsiniz.