Analiz- Temmuz Ayı Strateji Raporu (Marbaş Menkul Değerler)
Yorum
Analiz- Temmuz Ayı Strateji Raporu (Marbaş Menkul Değerler)
TEMMUZ AYINA GENEL BAKIŞ
Hem küreselde hem de içeride 2025 yılının ilk yarısında finansal piyasaları özetleyen
en net kelime volatilite oldu. Dışarıda Trump'ın başlattığı tarife savaşları
ve her gün geliştirdiği yeni söylem ve eylemlerle dalgalı bir seyir hakim
olurken, içeride ise dönem dönem artan siyasi tansiyon varlık fiyatlamaları üzerinde
ciddi oynaklıklar yarattı. Yaşanan bu yüksek volatilite yılbaşında birçok
finansal enstrüman için yapılan tahminlerin yıl içerisinde revizyonlara uğramasına
neden olurken, artan güvenli liman talebi yılın ilk yarısında Altın'ı getiri
anlamında ön plana taşıdı. Trump'ın tarifelerde geri adım atacağı, faiz indirimlerinin
süreceği, vergi indirimleriyle ABD büyümesinin güçleneceği ve Avrupa
ekonomisindeki zayıflıkla birlikte Dolar'ın değer kazanmaya devam edeceği, euro/dolar
paritesinin 1,0 seviyesinin altına gerileyeceği ve jeopolitik risklerin
yumuşayacağı beklentileriyle başlayan 2025 yılında geldiğimiz noktada tarife savaşları
hala sürerken, ABD'nin artan borçluluğuyla birlikte dolardan kaçış eğilimi
hızlandı, euro/dolar paritesi beklentinin tam tersi yönünde hareket ederek
1,18 seviyelerine yaklaştı. Artan jeopolitik gerginlikler de, başta petrol olmak
üzere, emtia fiyatlarında ciddi dalgalanmalar yaşanmasına neden oldu.
Tüm bu volatiliteye karşısında yurtdışı hisse senedi piyasaları yılın ilk yarısını
pozitif bölgede tamamlamayı başardı. Özellikle 2025'in ilk yarısında MSCI Gelişen
Avrupa %45 getirisiyle öne çıkarken, ilk 5 ayda net bir negatif ayrışma gösteren
BIST-100 endeksi Haziran ayındaki %10'luk getirisiyle ilk yarıyı TL bazında
%1,2 yükselerek kapadı. Ancak dolar bazında baktığımızda %10 değer kaybı söz
konusu.
Jeopolitik risklerin bir süre gündemden düşmesinin ardından piyasalar makroekonomik
gelişmelere daha fazla odaklanmaya başladı. İsrail-İran geriliminin geri plana
çekilmesi ve yurtiçindeki politik belirsizliklerin ötelenmesi, TL varlıklara
yönelik risk iştahını Haziran ayında artırdı. BIST100 Endeksi Haziran ayını %10
yükselişle kapattı. Ancak 2025 yılının ilk yarısı BIST100 TL bazlı %1,2 yükselerek
dolar bazlı %10 değer kaybederek kapattı. Güçlü Haziran performansına rağmen
yılbaşından bugüne baktığımızda MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler endeksinin %21
altında bir performans söz konusu.
Haziran ayının son gününde yaşanan hızlı yükselişle birlikte 3,5 aylık 9000-9800
konsolidasyon bölgesinin üzerine yükselmeyi başaran BIST-100 endeksi Temmuz ayına
da volatil bir başlangıç yapmış durumda. Jeopolitik gerilim v eiç siyaset baskını
geride bırakmaya çalışan endekste 24 Temmuz'daki TCMB faiz kararı ve 25
Temmuz'da Moody's ile Fitch Ratings'in kredi derecelendirme kararlarının bu ayki
fiyatlamalar üzerinde belirleyici olmasını bekliyoruz.
Tarife savaşları, ülke ve ürün bazında, küresel piyasalar üzerinde ana belirleyici
gündem olmaya devam ederken, Trump'ın çıkış ve söylemleri son dakikaya kadar,
ABD'nin kendi çıkarları doğrultusunda, yeni anlaşma olasılıklarının da masada
kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Diğer taraftan Trump ve Powell arasındaki faiz
tartışmalarının sürdüğü bir ortamda son açıklanan Fed tutanakları, Fed üyelerinin
de kendi içerisinde bu yıl faiz indirimi yapılması konusunda görüş ayrılıkları
olduğunu gösterdi. Bu anlamda Temmuz ayında küreselde ana gündem tarife
konusu ve Fed-Trump çekişmesi olmayı sürdürecek.
İçeride ise hem piyasanın hem de TCMB'nin önündeki en önemli engeller olan jeopolitik
risklerin yatışması ve CHP Kurultay davasının ertelenmesiyle yaşanan hızlı
yükseliş artan siyasi risk algısıyla ivme kaybetse de ana eğilim yukarı yönlü
kalmaya devam ediyor. 2 günlük yaşanan kar realizasyonunda ana trend bozulmadı
ve hala dikkatler TCMB'nin 24 Temmuz'da atacağı faiz adımında. Ana pozisyonlar
açısından, riskleri yakından takip etmekle birlikte, şimdilik çok endişeli değiliz
ve 9800-10000 bandı üzerinde trendin yukarı yönde olduğunu düşünmeye devam
ediyoruz. Ekstra bir şok dalgası yaşanmadığı durumda yaz ayları içerisinde TL
bazlı zirve denemeleri göreceğimizi düşünmeyi sürdürüyoruz.
Büyük resimde, Haziran ayının son haftasında, 9200 seviyelerinde, dikkat çektiğimiz
ralli hazırlığı yeni bir trende dönüşmüş durumda ve orta vadeli pozisyonlar
açısından artık stop seviyemiz 9800 ve geri çekilmeler alım fırsatı. Ancak olası
siyasi şoklara karşı stop seviyelerine riayet etmeyi sürdüreceğiz.
Bu süreçte bir süredir olduğu gibi dikkatlerimiz yine banka ve GYO'larda olurken,
Temmuz sonunda açıklanmaya başlayacak 2025 2.çeyrek bilançolarının hisse bazlı
hareketliliği de beraberinde getireceğini düşünüyoruz.
TÜRKİYE
Haziran ayında gündem PPK idi
Her ne kadar başarılı bir davranış sergilense de küresel taraftaki risklerin artış
göstermesi koridordaki indirim başta olmak üzere tüm ihtimalleri elimine ederek
TCMB'nin Haziran ayında faizlerin pas geçilmesine neden oldu. Geleceğe yönelik
bir miktar gevşeme sinyali verdiğini takip ettik ancak kararın şahin olduğunu
net bir şekilde vurgulayabiliriz.
Dövizde TÜFE üzerinde getiriler takip ettik.
Döviz kurlarında hem avro hem dolar bazında TÜFE üzerinde getiriler takip ettik.
Avro bazında %5,15 dolar bazında ise %1,74 oranında getiri takip ettik. Ortalama
kurlarda ise dolar TÜFE altında kalırken avro TÜFE üstü gelmeyi sürdürdü.
CDS dalgalanmalar sınırlandı
CDS nezdinde 19 Mart sonrası dalgalanma seyrinin sınırlandığını takip ediyoruz.
Ay içerisinde en yüksek 316'yı gören CDS ayı 289,62'den kapattı. Yeni dönemde 250
ana baz alınacak şekilde +50/-50 seviyesi çevresinde dalgalanmanın ikincil bir
şok olmadıkça süreceğini değerlendirmekteyiz.
TÜFE'de ana eğilimde sınırlı yavaşlama izleniyor
TÜFE nezdinde TCMB'nin proaktif davranışlarıyla birlikte iyimser görünümün sürdüğünü
takip ettik. Uzun süre sonra enflasyon üst üste 2 ay %2'nin altında gelmeyi
başardı. Markartölçer ve Kart Harcamaları Raporlarımızdan gelen sinyaller doğrultusunda
Haziran ayında %1,4'lük tahminimize paralel şekilde enflasyon aylık
%1,37 açıklandı. Yıllık bazda ise %35,1 beklentimize paralel şekilde %35,05 olarak
gerçekleşti.
Resmi rezervlerde toparlanma sınırlandı
19 Mart sonrasında rezervlerdeki düşüş ivmesinin alınan tedbirlerle kısmen sona
erdiğini gözlemleme durumu söz konusu olsa da küresel riskler çerçevesinde rezervlerde
toparlanma hızı yavaşladı. Resmi rezerv varlıkları geçen aya göre 1,3 milyar
dolar artışla 154,41 milyar dolara yükseldi. Net rezervler tarafında toparlanma
çabası takip edilse de jeopolitik riskler doğrultusunda rezervler geçen
aya göre yatay kaldı. Swap hariç net rezervler Haziran ayını 28,4 milyar dolar
ile tamamladı.
Dengeli fonlama ile likidite kuru kalmaya devam ediyor
Likidite eksiği Mayıs ayında bir miktar gerilese de faizin diri kaldığını proaktif
davranışla gözlemlemiştik. Haziran ayında ise likidite eksiği güçlenmeye devam
etse de likiditenin anlık çekimleri veyahut repo ihaleleri çerçevesinde likiditenin
fonlama faizi %46'ya çekilerek politika faizine endeksli bir koridor gözlemliyoruz.
TCMB'nin artık likidite eksiği veyahut fazla değil faizde gelecek
talep çerçevesinde aksiyonu proaktif alabileceğini teyit ettiğimiz bir ayı görmüş
olduk.
ASYA-PASİFİK
Risk Gerçekleşmesi: ABD-İran-İsrail çatışmaları
6 Haziran 1982'den bu yana süregelen İran-İsrail vekalet savaşlarının yeni bir safhası
önceki ay strateji raporumuzda vurguladığımız gibi 13-24 Haziran 2025 tarihlerinde
gerçekleştirildi. Amaç olarak İran'ın nükleer programının engellenmek
istenmesi söylenilse de 700'ü aşkın kişi hayatını kaybederken 5 binin üstünde
insan yaralanarak bir sivil çatışmalar sürecine de kısmen de olsa girilmiş olundu.
22 Haziran 2025 günü ABD, İsrail'in yanında çatışmalara katılarak İran'ın nükleer
tesisleri olarak bilinen Fordow, Natanz ve Isfahan nükleer tesislerini B-2 bomdardıman
uçakları ile vurarak çatışmalara dahil oldu. Bu çerçevede çatışmalar
İran'ın ABD Katar ve Irak üslerine misillemesi sonrası 24 Haziran günü ateşkes
ilan edildi.
Japonya'da enflasyon diri kalmayı sürdürüyor
Japonya'da %2 enflasyon hedefine bir türlü erişilemiyor. Özellikle tarifelerin de
açık etkisi sonrası Japonya Başbakanı Işiba'nın mali yapımız Yunanistan'dan daha
kötü hale geldi vurgusu makroekonomik verilerde de açıkça ortaya çıkmış görünüyor.
Tarife belirsizlikleri faiz artırımı sürecini ötelese de gelecek dönemde
Japonya'nın enflasyonla başa çıkabilmek için güncel faizinden 50 baz puan daha
yukarı olacak şekilde %1'e ihtiyacı olduğunu vurgulamak isteriz.
AVRUPA
Süreçler Avrupa'ya fayda gösteriyor
Yüksek belirsizlik ortamı varlığına rağmen cari çerçevede cari fazla var olmayı
sürdürüyor. Tarife belirsizlikleri azalması sonrası hareketlilik çerçevesinde cari
fazla azalsa da güçlü kalmaya devam ederek 2023'ten bu yana ortalamaların üzerinde
bir seyir takip ediyoruz.
ECB'nin eli globale nazaran daha rahat kalmaya devam ediyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), enflasyonun %2'li seviyelere yakın seyretmeye devam
etmesi nedeniyle faiz indirmede veyahut aksiyon almada görece çok daha rahat davranış
sergileyebiliyor. Bu çerçevede ECB, Haziran ayında da indirime giderek
süreçte kendisini desteklemeyi sürdürdü.
ABD
Globalde ön planda ABD
ABD Başkanı Trump, gündemi şekillendirmeye devam ediyor. Ekonomik, jeopolitik ve
siyasi anlamda her şekilde gündem yaratmayı sürdürüyor. Trump, yaptığı açıklamalar
ve aldığı aksiyonlarla görevde kaldığı sürece gündemde kalmayı sürdürmesini
değerlendiriyoruz.
Büyüme beklentileri bir miktar iyileşti
Tarife belirsizlikleriyle bir miktar baskılanan büyüme tahminlerinin kademeli şekilde
Mayıs ve sonrasında iyileştiğini takip ediyoruz. Haziran başında %4,6'yı
test eden büyüme oranları ayı %2,9 ile kapattı.
1.çeyrekte zayıf sinyaller doğrultusunda ABD ekonomisi 2025 1.çeyrekte %0,5 oranında
daralma göstererek ekonomik aktivitenin beklenenden daha güçlü duraksadığını
takip ettik.
TEMMUZ AYINDA NE BEKLİYORUZ?
TÜRKİYE
Temmuz ayında ana gündem: 24 Temmuz PPK Toplantısı
İyileşen enflasyon ana eğilimi çerçevesinde Türkiye'nin dezenflasyonist ortamı devam
ediyor. Enflasyonun tek ana odak olmadığını vurgulayalım. Döviz tevdiat hesapları
ve rezervlerdeki gelişmelerin yanı sıra likidite ortamına da bakmadan TCMB
24 Temmuz'a giriş yapmayacaktır. Siyasi veya jeopolitik etkenlerde ilave bir
etkileşim yaratmayı sürdürüyor.
Bu çerçeveleri dikkate aldığımızda TCMB'nin Temmuz ayında 250 baz puan bir faiz
indirimine gidebileceğini değerlendiriyoruz. Her ne kadar faiz indirimleri süreç
açısından önem arz ediyor olsa da TCMB'nin Ağustos ayı ve sonrasında aksiyon
bakımından makroihtiyati sadeleşmelerle birlikte süreci daha güçlü destekleyeceğini
değerlendirmekteyiz.
Dövize talep, rezerv birikimleri, bütçe dengesi ve enflasyon yönetişimi çerçevesinde
kararların toplantı bazında alınacağını hatırlatmakla birlikte yılsonunda
%35 politika faizi beklentimizi korumayı sürdürüyoruz.
Artan Risk: Siyasi belirsizlikler
İç tarafta 19 Mart'tan bu yana süregelen siyasi riskler 19 Mart seviyesi kadar olmasa
da varlığını sürdürmeye devam ettiğini takip ediyoruz. Buradaki herhangi
bir iştah kaybettirici gelişme vadeye yayılacak şekilde riskli varlıkları olumsuz
etkileyebilecektir.
Sürecin genişleyip genişlememesine göre risklerin yükselmeye devam etmesini bekleyebiliriz.
Potansiyel destek: PKK'nın silah bırakması
Temmuz ayı içerisinde ana kol PKK'nın silah bırakması çerçevesinde sürece ilave
pozitif bir katkı yapabileceğini değerlendiriyoruz. Buradaki herhangi bir zayıflama
iç riskleri bertaraf edebileceğinden küresel tarafta da karşılık bularak kredi
notu, görünüm ve değerlendirmelerde ilave bir pozitif katkı yapabilir.
Temmuz ayı sonu kritik: Kredi Derecelendirmeleri
PPK toplantısından hemen bir gün sonra Fitch Ratings ve S&P Global Ratings'in 25
Temmuz günü seans sonrası -tahminen 23:30'dan sonra- kredi notu derecelendirmeleri
olacak. Şimdilik herhangi bir iyileşme beklenmiyor ancak potansiyel destek
ve güncel süreçler pozitife dönüş sağlayabilirse kredi notundan daha çok geleceğe
yönelik görünümde pozitife tekrar çevrim sağlanabilir. Gelişmeleri yakından
takip ederek o kısımlarda da değerlendirmelerimizi ay içerisinde yayınlıyor olacağız.
2025 2.çeyrek finansalları başlıyor
21 Temmuz itibariyle finansalları almaya başlıyoruz. Bu çerçevede öncelikle Türkiye
Sigorta ile finansalları almaya başlayacağız. Finansalların konsolide olmayan
son tarihi 11 Ağustos, konsolide son tarih ise 19 Ağustos oldu. Ek kısmında
finansal takvime ilişkin aktarımlarımızı yapıyor olacağız.
ASYA-PASİFİK
Potansiyel Destek: Bölge Gerilim Azalışı
24 Haziran sonrasında Ortadoğu'da önemli ölçüde gerilimin azaldığını takip ediyoruz.
Bu çerçevede bu durumun önümüzdeki dönemde riskli varlıklara pozitif bir katkı
yapabileceğini net bir şekilde değerlendirmekle birlikte Hindistan-Pakistan,
ABD-İran-İsrail gibi çatışma unsurları barış pozisyonuna çekilmiş görünüyor.
Haziran sonu Temmuz başı itibariyle de Hamas-İsrail arasındaki anlaşmazlığın önemli
ölçüde çözülmesine ilişkin adımlar beklenildiği gibi ABD Başkanı Trump'tan
geldiğini gözlemlemekteyiz. Bu çerçevede bu ay içerisinde bu durumun da önemli
ölçüde çözülmesini bekleyebiliriz.
Önemli tarihler ay sonunda
Çin nezdinde faiz oranı kararı öncesi bizim resmi tatilde olduğumuz gün 15 Temmuz'da
NBS verilerini alıyor olacağız. O verilerde ekonomik aktiviteye dair endişeler
beklenenden fazla artış gösterirse Çin Halk Cumhuriyeti Merkez Bankası (PBoC),
21 Temmuz günü yapılacak toplantıda daha fazla baskı hissedebilir. Şimdilik
beklentimiz faizin sabit bırakılması yönünde olacaktır. Ayın sonunda 31 Temmuz
günü Japonya Merkez Bankası (BoJ)'nın toplantısı yapılacak. ABD ile ticaret anlaşması
olmadan herhangi bir faiz artırımına gitmesini beklemiyoruz. Ancak yüksek
enflasyon ortamı nedeniyle önümüzdeki dönemde faizin %1 seviyesine yakınsayacağını
beklemeyi sürdürüyoruz.
Tarife belirsizlikleri varlığı şimdilik ötelendi
ABD Başkanı Trump'ın biçmiş olduğu son tarih olan 9 Temmuz'a doğru ilerlenirken
ABD'den gelen açıklama doğrultusunda tarifelere ilişkin son tarihin 1 Ağustos'a
ötelendiğini takip ediyoruz. Son tarihin son olduğu anlamına gelmediği vurgusu
da gelecek dönemde bu sürenin daha da uzayabileceğini anlatmaktadır.
Pasifik tarafında yoğunluk şimdilik bitti
Avustralya ve Yeni Zelanda özelinde merkez bankaları toplantıları 8 ve 9 Temmuz
tarihlerinde yapılarak ayın yoğunluğunun şimdiden tamamlandığını söyleyebiliriz.
Tarife risklerini gözeten ortam dikkate alınarak her iki merkez bankası faizleri
sabit bıraktı. Yeni Zelanda Merkez Bankası (RBNZ), şimdilik faiz indirimine
kapı aralasa da Avustralya Merkez Bankası (RBA) yapışık enflasyon riskini dikkate
alarak şu anki durumda faiz indirimini ikincil plana ötelemiş görünüyor.
AVRUPA
Tarife belirsizlikleri sektörel hale geldi
Tarife belirsizliğinin ülke bazında 9 Temmuz'dan 1 Ağustos'a ötelenmesi söz konusu
olsa da bakır, yarı iletkenler ve ilaç gibi kritik sektörlere gelecek tarifelerin
Avrupa Birliğini net bir şekilde etkileyebileceğini değerlendiriyoruz. Bu
çerçevede tarifeler nezdinde %10'luk bir oran gibi sınırlı oranla anlaşabileceklerini
vurgularken sektör bazlı tarifelerin beklenenden kuvvetli olacağını değerlendiriyoruz.
Enflasyonda %2'lik ortam destekliyor
Avro Bölgesi başta olmak üzere bölgenin enflasyonist ortamının beklenenden daha
hızlı şekilde avro kurunda yaşanan yukarı yönlü hareket sonrası enflasyonun %2
bandına yakınsadığını gözlemliyoruz. Bu durum nötr seviyede olan faizlerin nötr
seviyenin de altına çekilebileceğini gösteriyor. Bizim beklentimiz yılsonuna kadar
50 baz puan daha indirim yapılabileceğini ortaya koyuyor. %1,5 bandından aşağı
faizi bir süre beklememekteyiz.
Potansiyel Risk: İngiltere
Maliye yönetişiminde başarısızlık enflasyon, bütçe açığı ve beraberinde ciddi sorunlar
getirmeyi sürdürüyor. Bu çerçevede İsçi Partisi hükümetinin makroekonomik
açıdan ciddi davranışlar sergilemesi gerektiğini tekraren yineliyoruz. Tarifeler
nezdinde ABD ile ticaret anlaşması yapması nedeniyle ikincil planda olsa da
pan-bölge anlaşmasında AB üzerinden veto yiyor oluşu bölgeden istenilen faydayı
elde edemeyeceğini teyitlemiş oluyor.
Potansiyel Destek: Ukrayna-Rusya Savaşı
24 Şubat 2022'den bu yana süregelen Ukrayna-Rusya Savaşının artık farklı bir bölge
savaşı kalmaması nedeniyle müzakere masasına bu ay ve önümüzdeki yaz dönemi
içerisinde oturabileceğini değerlendiriyoruz. NATO hattı olması nedeniyle birçok
bölgeden daha fazla riske sahip Avrupa buradan olumlu yararlanabilir.
Özellikle buradan Avrupa kadar Türkiye'nin de yararlanacağını hatırlatmakla birlikte
gıda, inşaat ve benzeri grupların ciddi ayrışabileceğini belirtelim. Birikmiş
talebin oluşumu her yapısıyla riskli varlıklara destek veriyor olacaktır.
Harcama iştahı artıyor
Hükümetler bazında başlayan ve özellikle savunma, sağlık, enerji ve benzeri konularda
konsolide olan harcama iştahlarının artık bölge güçleri özeline yöneldiğini
görüyoruz. NATO'da alınan karar doğrultusunda ülkeler bazında savunma harcamaları
GSYİH'in %5'er oranlarında artışları yapılacak.
Ekonomik aktivite görece iyi
Avro Bölgesi net bir şekilde İngiltere ve bölgeden pozitif ayrışmayı sürdürüyor.
Sanayi üretimi, perakende satışlar ve benzeri gibi gelen veriler ekonomik aktivitenin
2.çeyrek ve sonrasında tarife gelişmeleri güçlü gelmezse iyimser olacağını
gösteriyor. Ayrıca sürece geçen senelerden kalma düşük baz yapısı da ek pozitif
katkı sağlayacak.
ABD
Ana eğilimde burun kıvırma
Her ne kadar beklenti altında gelen enflasyon varlığı olsa da enflasyon verileri
çerçevesinde ana eğilimin bir miktar yukarıya yöneldiğini takip ediyoruz. 15 Temmuz
günü gelecek enflasyonda beklenti bir miktar daha enflasyonun artacağı yönünde
olup beklenti üstünde gelen enflasyon iyice ana eğilimi bozabilecektir.
Grafik-17: ABD TÜFE (LABOR, ana eğilim, seviye, %)
FED nezdinde hemfikiriz
İstihdam piyasasının beklenenin aksine sıkı kalışı sonrası PCE'de de artışların
süregelmesiyle birlikte 30 Temmuz FED toplantısında FED'in faizleri sabit bırakma
ihtimaline neredeyse hemfikiriz diyebiliriz. Burada verilecek sinyal ve yönlendirmeler
çerçevesinde Eylül ayı toplantısına doğru yönetişim yapıyor olacağız.
Bizim beklentimiz ikincil bir sapma olmadıkça Eylül, Ekim ve Aralık ayında faizleri
25'er baz puan indirmesi ve 2026 yılında faizleri en az 6 kez indirmesidir.
Ekonomik aktiviteye dair beklentiler karışık
Ekonomik aktiviteye dair ölçümler kötümser olmayı sürdürse de beklentiler altında
gelen GSYİH verisi sonrası 2.çeyreğe dair beklentiler kopmayan enflasyon ve 50'nin
üzerine kalan Hizmet ve İmalat PMI çerçevesinde bir miktar daha iyimser büyüme
beklentisi de mevcut diyebiliriz. Bu durum belirsizlik varlığını önemli ölçüde
artırmaya devam ediyor.
Potansiyel Risk: Halefi FED Başkanı
FED Başkanı Powell'ın görev süresi Mayıs 2026'da tamamlanıyor olacak. Powell ile
devam edilmeyeceği konusunda Trump-Powell atışmaları ile net bir şekilde görmekteyiz.
Adaylar bir sürü mevcut ancak son dönemde ön plana çıkan ismin Trump'ın
danışmanı Hasset'in olduğunu gözlemliyoruz.
ABD Başkanı Trump, Mayıs 2026'dan evvel adayı açıklaması durumunda bir nevi gölge
FED Başkanı aksiyonuyla FED Başkanının fonksiyonunu zayıflatmayı amaçlayabilir.
Bu durum doğal olarak riskli varlıkları önemli ölçüde baskılayabilir.
Önemli Not: Bu haberde dosya eki bulunmaktadır. Kullanıcılarımızın dosyaya erişmek için
Manşet'in üst kısmında yer alan linki tıklamaları yeterlidir.
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı
kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy
yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında
imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.
Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların
kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve
getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer
alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun
sonuçlar doğurmayabilir.
-iDeal Haber Merkezi-
-twitter.com/iDealDataHaber // www.idealdata.com.tr-
Daha iyi, hızlı ve güvenli bir kullanım sağlamak amacıyla web sitemizde tarayıcı çerezleri kullanıyoruz.
Detaylı bilgi için
Çerez Aydınlatma Metni 'ni inceleyebilirsiniz.